
İstanbul Barosu’na bağlı Avukat Feyza Kayadibi, bilgisi dışında adına açılan sahte banka hesabı üzerinden gerçekleştirilen para transferlerini ortaya çıkararak yalnızca faillerin değil, bu işlemlere imkân tanıyan bankanın da hukuki sorumluluğunu gündeme taşıdı.
Kayadibi’nin yürüttüğü süreç, vatandaşların güvenliğini sağlaması gereken bankaların özen yükümlülüğünü bir kez daha tartışmaya açtı.
“Sahte Hesap” Olayı, Dijital Dolandırıcılığın Karanlık Yüzünü Gösterdi
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu ile kolluk kuvvetlerinin koordineli çalışmaları sonucunda, sahte hesabı açan kişilerin kimlikleri kısa sürede tespit edildi. Haklarında, Türk Ceza Kanunu’nun 157 ve 158. maddelerinde düzenlenen dolandırıcılık ve bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçlarından soruşturma başlatıldı.
Av. Kayadibi, bu tür girişimlerin sadece birer haksız kazanç teşebbüsü olmadığını; dijital dünyanın imkânlarını kullanarak toplumsal güvene kasteden, haince yöntemlerle işlenen suçlar olduğunu vurguladı.
Bankaların Hukuki Sorumluluğu Gündemde
Kayadibi, bankaların yükümlülüklerini şu sözlerle ortaya koydu:
“5411 sayılı Bankacılık Kanunu, bankaların müşteri bilgilerini ve hesap güvenliğini koruma yükümlülüğünü düzenler. Buna rağmen sıradan bir kimlik kontrolü dahi yapılmadan hesap açılması, doğrudan bankanın ihmalini ortaya koymaktadır. Ayrıca Türk Borçlar Kanunu’nun 112. maddesi, borcun gereği gibi ifa edilmemesi halinde sorumluluğu öngörür. Yine TBK m. 49, özen yükümlülüğünü ihlal eden kurumların doğrudan zarardan sorumlu tutulacağını açıkça ortaya koymaktadır.”
“Vatandaşın Güvenliği Bankaların Görevi”
Olayın ardından yalnızca bireyler hakkında değil, ilgili banka hakkında da tazminat davaları açıldı. Sürecin bu aşamaya gelmiş olması, bankaların hesap açılışındaki denetim mekanizmalarını yeniden değerlendirmesinin kaçınılmaz olduğunu gösterdi.
Kayadibi, sürece ilişkin yaptığı değerlendirmede şu ifadeleri kullandı:
“Bu dava sadece kişisel bir hak arayışı değil, aynı zamanda bankaların özen borcunu hatırlatacak emsal bir süreçtir. Vatandaşlarımızın güvenliğini sağlamak bankaların asli görevidir. Yükümlülüklerini yerine getirmeyen her kurum, hukuken sorumlu tutulacaktır.”
Çarpıcı Sonuç
Sahte hesap skandalı, yalnızca bir dolandırıcılık vakası değil; aynı zamanda dijital dolandırıcılık yöntemlerinin hain yüzünü ortaya çıkaran ve bankaların güvenlik açıklarını gözler önüne seren çarpıcı bir gelişme olarak tarihe geçti.
Av. Kayadibi’nin etkin mücadelesi, yalnızca kendi adına değil; toplumun tüm fertleri için hukukun ve adaletin kararlı savunusunun simgesi oldu. Bu süreç, başarılı bir avukat olarak Kayadibi’nin, dijital dolandırıcılıkla ve her türlü hukuka aykırı saldırıyla mücadelenin her zaman öncüsü olacağının güçlü bir göstergesi oldu.